Tweet |
Çin’de ve Amerika’da Covid-19 virüsü sırasında evde uzun süre kalan çiftler arasında boşanma oranlarının arttığı bildiriliyor.
Konuya açıklık getiren, Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Klinik Psikolog Sinem Cankardaş, evde izole bir şekilde geçirilen zamanın stresli bir süreç olduğunu söylüyor. “Bu sürecin öfke, konfüzyon ve travma sonrası stres belirtileri gibi birçok psikolojiksoruna neden olabildiği bilinmekte” diyen Cankardaş, “Karantina süresi uzadıkça, insanlarsıkıldıkça, virüs ile ilgili korku arttıkça bu sürecin yarattığı stres de artıyor. Özellikle finansalkaynakların kaybı, evde yeterli gıda ve hijyen malzemesi olmaması ve yanlış bilgilendirmeler,karantina sürecinin ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkisini kuvvetlendiriyor” dedi.
Eşinizle iletişiminizi güçlendirin
İletişimleri zayıf çiftlerin bu süreçten daha fazla etkilenebileceğini belirten Klinik Psikolog Sinem Cankardaş, “Normalde birbirini seven çiftler, bu zorlu dönemde, birbirlerinin alışkanlıklarını ve davranışlarını giderek daha fazla rahatsız edici bulabilir; birbirlerine tahammülleri azalabilir. İletişim becerileri zayıf, aşırı eleştirel, birbirini takdir etme eğilimi zayıf çiftler için ise bu süreç yıkıcı sonuçları beraberinde getirebilir” diye konuştu.
Keyif alacağınız işlere yoğunlaşın
Peki bu süreçte mutlu bir evliliğin devamı için stresle nasıl başa çıkılabilir? Dr. Cankadaş, bu süreçte kesinlikle yapılmaması gereken şeyin koltukta uzanıp tüm gün haber dinlemek ve virüs ile ilgili bilgileri hem ülkede hem de dünyada takip etmek olduğunu özellikle vurguluyor. Cankardaş, ruh sağlığının korunması için çiftlere şu önerilerde bulunuyor:
“Evde uzun sürelerin birlikte geçirildiği bu stresli süreçte, çiftlerin birbirine sevgilerini ve takdirlerini ifade etmeleri, empati göstermek için fırsatlar yaratmaları gerekli. Özellikle çatışma anlarında, virüs salgını sürecinde yaşanan endişe, korku, stres ve suçluluk duygularının beklenen duygular olduğunu çiftler birbirlerine ifade etmeliler. Çiftler bu duyguları hissettikleri ve ifade ettikleri için birbirlerini suçlama ya da eleştirme eğiliminde de olmamalılar.”
Bağımsız aktiviteler de yapın!
Aileler ve çiftler bu süreçte evin içinde kendilerini kitap okumak, film izlemek, evin içinde değişiklikler yapmak, dolapları düzenlemek ya da yeni tarifler denemek gibi şeylerle meşgul etmeleri gerektiğini belirten Cankardaş: “Evdeki zamanı yapılandırmak ve kendimizi organize etmek hem kendi ruh sağlığımız hem de eşimizin ruh sağlığı için faydalı olacaktır. Ancak aldığımız kararları uygulayamadığımızda (düzenli egzersiz yapma gibi) bunun için başkasını suçlama ve bunu bir çatışmaya dönüştürme eğilimi içinde olabiliriz.
Bizi yeteri kadar motive etmediği ya da engellediği yönünde karşımızdakini suçlayabiliriz. Bu tür durumlarda, kişisel bir ikilemi kişilerarası bir hale getirmemeye çalışmak; kendi kararlarımızı alarak evdeki diğer bireyleri bir şeyler yapmaya zorlamamak gerekli. Her ne kadar bir aile olunsa da ailedeki her bireyin birbirinden farklı ihtiyaçları olan, stresle farklı şekilde baş eden, farklı insanlar olduğunu anlamak önemli.
Böylece eşiniz ya da çocuğunuz için değil, kendiniz için belirli bir karar alırsınız ve onlarda size katılmak isterlerse katılırlar. Katılmak istemiyorlarsa, bunun da iyi bir şey olduğunu bilmekte fayda var. İçinde bulunduğumuz belirsiz süreçte etrafımızda sınırlara ihtiyacımız var. Bizim için fark yaratabilecek, sınır koyabilecek her şey şu süreçte ruh sağlığımız için iyi gelecektir" dedi.